20 Mart 2015 Cuma

İrmikli kırmızı pancar..


Yapmak istediğim denemek istediğim tarifler  listesi oluşturdum kendime onlardan biri de kırmızı pancarlı püreydi..Kırmızı pancarı ilk gıda boyası yapmak için kullandım..Daha sonra tekrar denediğimde paylaşırım..Sonra faydalarını okuyunca oğluşum her tadın her nimetin keyfini sürsün diye yapıverdim..Rengi de çok sevimli..Muhterem'le afiyetle de  gördüğüm sunum beni etkiledi ve yapacaklarım arasına girdi pancar püresi..Ama benim amacım püreden çok çorba yapmaktı kıvam artırıcı olarak da un yerine irmik kullanmak istedim ama sonuç püre oldu :))

MALZEMELER

4 adet küçük boy kırmızı pancar
1 bardak süt
1 bardak peynir altı suyu
1 yemek kaşığı irmik

HAZIRLANIŞI

Önce pancarlarımı bir güzel yıkadım ve rengi daha iyi çıksın hemde vitamini kabuğundadır derler ya :) o nedenle kabuklarını soymadan   bir tencereye koydum peynir altı suyu ya da normal su ilave ettim üzerini geçecek kadar haşlanmaya bıraktım..Haşlanan pancarlarımın kabuklarını soydum blenderden geçirip püreleştirdim..Sonra süt ile karıştırdım irmiği de ekledim ve kaynayana kadar karıştırarak pişirdim..Puding gibi oldu valla amacım çorba yapmaktı ama sıvı miktarı az gelmiş olmalı ki sonuç püre oldu...Oğluşum da afiyetle hüpletti..
Sevgiler..Vitamin deposu..Rengiyle cezbeden iç açan bir tat..Mideleriniz mahrum kalmasın ..Hatta pasta kreması olarak bile kullanılabilir diye düşünüyorum...


Kız Kulesi iyi ki varsın..Kız Kulesi olmasaydı, Nazım Hikmet de olmayacaktı


Bugün kız kulesini daha çok sevmemi sağlayan bir haber okudum sizinle paylaşmak istedim..
                                                                                “Kız Kulesi olmasaydı, Nazım Hikmet de olmayacaktı
Üsküdar’da, Salacak’ın 150-200 metre açıklarında bulunan Kız Kulesi bir çok hikaye ve efsanenin içinde geçer. Kız kulesi tarihin akışı içinde; ticari gemilerden vergi toplama, savunma, fener, 1830’daki kolera salgınında karantina hastanesi ve radyo istasyonu olarak birçok farklı amaç için kullanıldı. Peki, Kız Kulesi ve Nazım Hikmet arasında ne gibi bir bağlantı var? İşte cevabı...1827 yılında Almanya'nın Brandenburg kentinde Karl adında bir çocuk dünyaya gelir. Babası müzik öğretmeni olan Karl, aile içinde baş gösteren huzursuzluklardan dolayı bir Fransız yetimhanesine gönderilir. Daha sonra gemilerde miço olarak çalışır. Hamburg'tan kalkan bir gemiyle İstanbul'a giderken henüz 12 yaşındadır. Gemi İstanbul'a geldiğinde denize atlayan Karl, Kız Kulesi'ne yüzerek kaçar. Kendisini kurtaran Kız Kulesi'nin bekçisine gemiye geri dönmek istemediğini söyler. İki ülke arasında küçük bir politik sorun yaşanır. 
Ama Osmanlı sadrazamı Ali Paşa sorunu çözer ve Karl'ı korumasına alır. Karl, Mehmet Ali adını alır. Mehmet Ali, Kırım, Bosna ve Karadağ savaşlarından sonra 2. Abdülhamit döneminde paşa unvanını alır. Mehmet Ali Paşa, 1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'nda Osmanlı'yı temsil eden üç kişiden biri olur. Almanca, Fransızca, Yunanca, Farsça ve Arapça dillerinde şiirler yazan Mehmet Ali Paşa'nın dört kızı olur. Paşa'nın Leyla adındaki kızının da bir kızı olur; Celile. Celile bir erkek çocuk doğurur: Şair Nâzım Hikmet! Görüldüğü gibi Karl'dan Nazım'a uzanan hikâyenin gösterdiği gibi, Kız Kulesi'nin her zaman hikâyeleri vardır. Eğer Kız Kulesi Karl'ı kurtarmasaydı, Nazım olmayacaktı. (Sunay Akın)”


18 Mart 2015 Çarşamba

Çanakkaleyi geçilmez yapan yüksek ruhlarınız şad olsun..Ne Mutlu Türk üm Diyene..

 "Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur."
 
Mustafa Kemal Atatürk
 
 
Çanakkaleyi geçilmez yapan yüksek ruhlarınız şad olsun..Ne Mutlu Türk üm Diyene..
 
 
 


 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

11 Mart 2015 Çarşamba

TURUNCUKASA.COM mu bir daha ASLAAAAAAAAAAAAAAA........

Bu yazım bir şikayet yazısıdır..Geçen ay yasşadığım bir sıkıntı bu anca fırsat buldum..




Evet bundan bir ay önce 11.02.2015 de arkadaşımın tavsiyesiyle turuncukasa.com dan indirimli şu meşhur Burt's Bees Raidance Gece Kremini satın aldım...A bir dakika almaya çalıştım. Ben alırken diğer kızlara da sipariş verdik onun dışında da epey bir şeyler istedik..Siparişi verdik..Hatta bir de güzel not düştük;

11.02.2015 15:29:16 Burt's Bees Raidance Gece Kreminin ışıltı verenini rica ediyorum.
Onlar da dedİ ki 

11.02.2015 16:06:08 Değerli Müşterimiz, Sipariş etmiş olduğunuz Burt's Beets Gece kremi gönderilecektir. Saygılarımızla.

Sonra bir türlü gelmeyen kargoya verilmeyen bir sürece girdik ve ben dedim ki;

13.02.2015 09:33:55 İnternet sitenize hızlı gönderim yapılıyor diye üye olmuştum ancak hala elime ulaşmadı..Bu konuda yardımlarınızı rica ederim. 

13.02.2015 11:56:36 iyi çalışmalar ürünlerim elime ne zaman geçeceği hakkında bilgi almak istiyorum..Henüz kargoya verilmemiş sanırım nedenini öğrenebilir miyim? iyi çalışmalar. -- Müşteri telefon numarası : ......


Ardından bir telefon..Yetkili Gözde hanımla görüştük ve bana istemiş olduğunuz 6 adet kremin sadece ikisini gönderebiliyoruz stokta yok dedi isteriz ama çoooook uzun sürer dedi isterseniz (fiyatı iki kat olan ) gündüz kremini gönderebiliriz dedi....

Bende dedim ki nasıl bir kurumsallıktır bu nasıl bir güvenilir sitedir sipariş verirken uyduruk sitelerde bile fazla istersen stokta yok, başkasının sepetinde, tükendi diyor siparişi eklerken neden bu uyarılar yok dedim ayrıca yukarıda söyledikleri gibi kremlerinizi göndereceğiz niye yazıyorsunuz..

Oda stok sayımı yapmadıklarını söyledi "böyle ilkel bir yöntem kullanıyoruz arıyoruz gönderemiyoruz diyoruz demek istedi" ://// 

Ayrıca dedim kremin fiyatını yükseltmiş siniz acaba dedim bize söz verdiğiniz sepetimde olan ürünleri yeni fiyattan isteyenlere mi gönderdiniz bana bunu düşündürdünüz nasıl bir sitesiniz dedim..

Oda yok öle bir şey insanlar fiyatı düşük görüp almasın diye fiyatı artırdık dedi çünkü STOK SAYIMI YAPILMIYOR dedi." çünkü düşündüğünüz kadar güvenilir kurumsal değiliz demek istedi"

Ben sadece demekle kalmadım yazdım da tabi

13.02.2015 16:12:47 Gözde Hanımla yapığımız telefon görüşmesinde Burts Bees Raidance Gece Kreminin sadece 2 tane stokta olduğunu ve bu nedenle kargo gönderimi yapılmadığını öğrendim. Ürün stokta göründüğü için inet sitenizden alışveriş yaptım. Ancak sayım yapılmadığı için bu tarz sıkıntılar olabileceği söylenmiştir ve iade teklif edilmiştir. Bugün itibariyle inet sitenizde ürün fiyatı 57.50 TL den 103 TL ye çıkarılmış olması bende ürünü yüksek fiyattan satın alanlara temin edildiği düşüncesini oluşturdu. Bunun tüketiciyi mağdur edici bir hareket olduğunu düşünmekteyim.Mevcut ürünlerin tarafıma acilen ulaştırılıp, 4 adet Burts Bees Radiance Gece kreminin bedelinin hesabıma acilen iade edilmesini rica ederim.Bu müşteri memnuniyetsizliğinin sadece bedel iadesi ile giderilmeyeceğinin, Kurumsal ve güvenli bir inet sitesi olarak farkında olduğunuzu varsayıyorum. Gereğinin yapılmasını rica ederim.

13.02.2015 16:23:52 Değerli Müşterimiz, İadeniz 3 iş günü içerisin de gerçekleştirilecektir. Anlayışınız için teşekkür ederiz. Saygılarımızla

17.02.2015 13:33:47 Kargomu teslim aldım.Etik olmayan şüphe uyandırıcı uygulamanız nedeniyle Burts Bees Arı Sütü İçeren ve Cilde Aydınlık Veren Gece Kremi 55 gr kremi 4 adet eksik teslim aldım iademin biran önce yapılması hususunda gereğinin yapılmasını rica ediyorum.

Sonra aradılar iade 
yapılacak ve size hediyelerimiz var diye bende yinede hoş değil siz kandırdınız bizi dedim...Her yerde bundan bahsedeceğimi de ekledim..Napsın kız onunla ilgili değil haklısınız dedi .Burada yazdıklarımda zaten kişisel değil turuncukasa.com yöneticilerine..


Esas meseleye gelirsek bir daha turuncukasa mı aslaaaaaaaaa kesinlikle tavsiye etmem.
Ayrıca istediğim rimel de kuru geldi..Bunu da eklemek isterim..

Benden Söylemesi..

Güncelleme:

08.05.2015 tarihi itibariyle şu an ismini hatırlamadığım bir bey aradı ve blogumda yazdığım şikayetim ile ilgili bana gayet profesyonel açıklama yaptı..Stok sayımı yapıldığını ama bazı markalarda markanın stokunu kullandıklarını filan anlattı..Müşterimizi yeniden kazanmak isteriz filan dedi..Ve bana 20 tl lik indirim çeki yüklediklerini belirtti..Evet şaşırdım profesyonellikten uzak olduğunu düşündüğüm bir siteden böyle bir adım atılması güzel..ama ben alışveriş yapar mıyım hele de 20 TL için sanmam..Ama böyle şeylerde oluyormuş güzel Ülkemde onuda belirteyim dedim...Sevgiler...

10 Mart 2015 Salı

Cep telefonundan akıllı telefona yolculuğum ..(MİM)

Kuzununannesi teknoloji mimi paylaşmış ve demiş ki üstüne alınan alınsın..Önce daha önce mimlediğim konuda bir şey yazmadığı için ya da fark etmediği için calimeronundunyasigizemli dünya ve kelebeğin gözünden e teessüflerimi yolluyor ve bu güzel paylaşımı mimi için anılarımı tazelettiği için Kuzununannesi ne teşekkür de ediyorum :)) üstüme alınıp bende cep telefonu yolculuğumdan bahsetmek istiyorum..Ve tabi ki de ısrarla calimeronundunyası,gizemli dünyayı ısrarla mimliyorum...

1.İlk telefonumu babam zorla verdi desem yeridir..

                                                         
Yıl 2000-2001 lisedeyim üniversite sınavlarına hazırlanıyorum dershaneye gidiyorum ve ilk defa mahalle dışına çıkıyorum..(malum okullar eve yakın) babam ısrarla telefonu al diyor baba gerek yok diyorum sevgili yok napcaksam diye düşünüyorum önceden nasıl ulaşılıyorsa öyle ulaşırsınız diyorum yerim belli diyorum ama ısrarcı babam.. sonuç aldım tabi-kide peki kim kullandı derseniz tabi kide arkadaşım kontör yükleyip sevdiceğiyle mesajlaşıyordu :) bende gerekli oldukça kullanıyordum..Ama benim telefonum vardı tabi..biraz çekiniyordum çıkarmaya ne yalan söyleyim çünkü takozdu kendileri..daha yenileri çıkmıştı..zaten baba beyde yenisini almak için bana kakalamış telefonu sonradan anladım :)))

2.Telefonum 3310


Evet çok değerli çok manidar telefonum...Üniversiteye başladım artık telefonum olmalı ve güzel olmalıydı..Hazırlığı bitirince toplu aldığım bursumu ve öğrenci kredimi kendime o sıralar yeni çıkmış olan Nokia 3310 dan alarak ve eve güneş ısıtıcısı alarak değerlendirmiştim..Düşünün güneş enerjisi kadar pahalıydı telefon...Ama ben almıştım bursumla tabi ki de çalışıp kazandığın parayla aldığın gibi olmazdı ama ben aldığım için özeldi benim için...Ve tam 7 yıl kullandım mezun oldum işe başladım 1-2 çalıştım arkadaşlarımın artık değiştir şunu bakılarıyla değiştirdim...Önce memur olarak girdiğim kuruma uzman yardımcı -sı olmuştum ve kendime ödül olarak telefonumu değiştirmiştim..Hatta arkadaşlara bi yedi yaşına girdin okula göndereyim sonra değiştireceğim diye dalga geçiyordum..Nitekim de öyle oldu...Artık fotoğraf çekebileceğim bir telefonum olmalıydı ve çokta pahalı olmamalıydı..

3.Telefonum Samsung un kızaklı bir modeliydi modelin adını hatırlamıyorum ama buydu sanırım

                                         

İlgisizlik diz boyu sırf fotoğraf için alınca  böyle oluyor..Kendilerini 3 yıl kullanabildim hiç niyetim yoktu ama bu sefer telefon su koyverdi..Mecburen telefonumu değiştirdim..

4. Telefonum Samsung Galaxy Ace  in bir modeliydi en ucuz olan :))

                     

Uzmanlığıma denk geldi bu telefonumda. Ama Samsung bir kez daha beni sinir etti bir sürü sorun yaşadım ve tüketici haklarına kadar gittim..sonra çatır çatır paramı aldım..Ve...Mutlu son..

5.Telefonum iphone 5 oldu..

                             

Coşkulatam yani kocişin anneler günü hediyesiydi ..Yücek henüz karnımdayken...Canım kocam kendi telefonun bir üst modelini aldı bana ki ben o kadar umursamam böyle şeyleri kendi telefonunu da verse sevinirdim ben...Ve hal onu kullanıyorum..İphone 6 da gözüm yok deil hani gümüş arka kapağı yüzünden ama çok da önemli değil...
Muhtemelen eğer samsung bozulmasaydı bir telefon eksik kullanırdım ya kızaklıdan iphone a geçmiş olurdum ya da şu an Samsung Galaxy Ace kullanıyor olurdum..

9 Mart 2015 Pazartesi

Evde tahin pekmez dolgulu çikolata yapmaca :))

Uzun süredir yapmayı planladığım çikolata denememle karşınızdayım..Gittiğim  pastacılık kursuna gelen çikolata hocası nın güzel anlatımı ve çikolataları ile yapacaklarım arasına girmişti dolgulu çikolata ..Özellikle zencefil dolgulu olanına bayılmıştım..Ama benim ilk denemem tahin pekmezli oldu..Bundan sonra bayramlarda ikramlık çikolatalarımı kendim yapmayı planlıyorum..


Başarısız sunum için üzgünüm bir daha ki sefer artık her şeyiyle güzel bir sunum olur umarım..

Öncelikle evin yakınında bulunan pastacılık ekipmanları satan grooss marketten 5 liraya çikolata kalıbı aldım..Sonra ülkerin %80 bitter çikolatalarından .Derin bir tencereye su koydum kaynayınca üzerine suya değmeyecek şekilde cam bir tabak koydum üzerine çikolatayı koyup erimesini bekledim.. Benmari usulü yani.. Tamamen eriyince değilde biraz parçacıklar kalınca aldım ocaktan tezgaha koydum karıştıra karıştıra erittim....Bunun adı çikolata dilinde temperlemeymiş..Sonra kalıbıma erittiğim çikolatalardan koydum her yerini kaplaması için kalıbı biraz tezgaha vurdum..Sonra tekrar çikolatayı kaba döktüm silikon spatula ile kalıbın kenarlarını mümkün olduğunca sıyırıp temizledim..Buzlukta bir iki dakika beklettim ..Sonra da iç harcı tahin pekmezi koyup tekrar buzluğa koydum..Yine biraz donunca üzerine çikolatanın geri kalanını koyup kaplanmasını sağladım ve tekrar buzluğa koydum donunca kalıptan çıkardım..Sonra da iş yerinde kızlarla kahve keyfimize dahil oldu keratalar :))

Çikolata yapmak sanıldığı gibi öyle basit bir şey değilmiş çikolatanın en sevmediği şey ısı ve suymuş en sevdiği ise mermer..Temperlemeyi çok iyi yapmak gerekiyormuş fazla ısı çikolatanın formunu bozuyormuş..Valla benimki normal market çikolatasına dolgu yaptım tadında dolgu dışında bir değişiklik yoktu..Ama ne kadar doğru yaptım bilemiyorum..çikolata hocası nın gerçek çikolatalarını tadınca market çikolatalarını pek dikkate almıyor insan o yüzden gayet başarılı denemeydi... Tahin pekmezde karamel gibim olmuştu :)) 


5 Mart 2015 Perşembe

""Annem Atatürk'ün yanına gitti, iyi insanlar cennete gider" Mekanı cennet olsun...

Gamze hayatını kaybetmiş... :((((  Atakan annesiz kalmış..Acılı ve ağır bir sorumluluğu olan bir eş baba var geride...Ya annesi evlat acısı görmek aman Allah'ım ..Allah'ım bu güne böyle başladım..Gazetede görünce ağlaya ağlaya tekrar okudum üç yıl önce yazdığı mektubu..


“Bu yazıyı yazarken sabredeceğim ağlamamak için.
Aynı başlıkta yazdığım gibi hissediyorum kendimi, ama belli ki benim seyahatim bayaca uzun sürecek. İster bir annenin vasiyeti deyin bu yazılanlara, ister gözü arkada kalmasın diye aklından geçenleri sıralıyor deyin.
İyiydim gerçekten 2 hafta önceki düşüşü, laboratuar değerleri yanlıştır umudunu yaşıyordum, Dr.’um da öyle inandırmıştı. Ama değilmiş, artık mikroskop altında da değerlerim hızla düşüyor. Maalesef kağıt üstündeki gerçekler doğru… Diş etlerim çekilmeye başlıyor diyince zaten, salı günü kemik iliğine bakalım dedi. Nefesi kesildi adamın ama, sen çok ağladın karşımda benim de ona moralim bozuldu dedi. Nasıl ağlamam öyle bir derdim var ki içinden çıkamadığım nasıl ağlamam. Evladım ne olacak Dr.’um dedim. Sıkıntılı günlerin gelmesine ağlamıyorum, benim derdim evladım dedim.
 
“EVET EVLADIM TEK DERDİM”
Herkesin Atakan’a çok iyi davrandığı kesin, hatta davranacağı da. Annem, babam, kardeşim en başta hatta Emrah kendini toplayana kadar Atakan ilk dönemlerde kiminle kalır. Sevdiği alıştığı insanları yanında göremeyince ya da gördüklerinde ağlayan gözlerle gördüklerinde n’apar yavrum. İş seyahatine giden bir anne defalarca kafasından geçenleri söyler, yavrusunun bir şeyi eksik kalmasın diye.
Eskişehir’e göderirler belki biii süreliğine orası da çok soğuk, keşke annem göndermese.
Kalbi kırılırsa anlarlar mı?
Dudakları beyazlamış biraz, benzi sarı gibi gözüküyor deyip hemen kan testi yaptırmaya götürürler mi?
Anneyi sorduğunda ne cevap verirler?
Meyveler, sebzeler defalarca sirkeli suyla yıkanır mı?
Marketten alınanların özellikle Atakan’nın yiyeceklerinin son kullanma tarihlerine her defasında unutmadan kim bakar?
Her akşam ılık sütünün içilmesi, dişlerinin fırçalanması atlanılmaz mı?
Günlük taze meyve suyu sıkılır mı mevsim meyvelerinden?
Terleyince üşenmeden anında atlet değişir mi?
Nelerden mutlu olur diye düşünülür mü?
Değişik kitapları kim araştırır, kim alır peki?
Bıkmadan sıkılmadan kim oyun oynar onunla?
Bıkmadan sıkılmadan saçlara cici yapmasına kim izin verir?
Gideceği okuldaki eksiklikleri kim farkeder?
Öğretmeniyle sürekli yakın diyaloğa kim girer. O özel biii öğrenci iyi bir gözleme ihtiyacı var annesini kan kanserinden kaybettik der.
Evde televizyon seyretmeyip kim aktivite yapar el becerisi gelişsin diye hem de hergün?
Kendi çocuğuna ya da çocuklarına sabır gösteremeyen insanlar, Atakan’ıma nasıl sabır gösterir?
Bir varmış, bir yokmuş. Ömür bu iki kelime arasında geçen zaman. Zamansa bazen dost insana, bazen düşman. Bize düşman oldu.
Emrah’ım canım sevdiğim. Çok üzdüm seni en fazla kötü günlere, seninle göğüs gerdik. Hakkını helal et. Bundan sonra işin daha da zor olacak. Ama sana güvenim tam. Bir kaç gün önce demiştin ya bana, ’Parkta oynarken bizi birisi seyretse deli bu adam der ama ben oğlumla çocukluğumu tekrar yaşıyorum’ diye. Hep öyle deli baba ol olur mu? O zaman Atakan yokluğumu daha az hisseder belki.
Evde demiştim ya ben, sana sevdiğim, ’Atakan seninle gerçekten iyi vakit geçiriyor hep gülüyor. Sen iyi bir babasın’ diye. Ben hep bişeyler öğretme çabasındaydım, sense eğlence, öyle olduğu için o kadar mutluyum ki hep mutlu ve onu güldüren babasıyla birlikte yaşayacak diye. Öğretmenler zaten öğretir öğrenmesi gerekenleri. Gülmek daha iyi bir ilaç. Onu da sen hep verdin ve vericeksin canım sevgilim.
Canım annem, canım babam, canım kardeşim. Hakkınızı ödeyemem şimdiye kadar çok emek verdiniz bize. Asıl şimdiden sonra sizlere daha çok iş düşüyor dimdik durup Emrah’a destek verme zamanı. Atakan başta ALLAH’a sonra Emrah’a sonra annem, babam, kardeşim size emanet.
Keşke herşey farklı olsaydı. Yaşam mutlu dolu günlerle dolsaydı.
Annem hediye kaban almak istedi. İstemedim çünkü seneye kışa çıkmam heralde.
Sabahleyin aradın annem.
Ne olur güçlü ol diye. Lütfen gel alalım dedin. İstemem annem dedim.
Ateşim var, öksürüyorum dışarı çıkmıcam dediğimde Atakan’ım koşarak geldi ne dedi biliyomusun: ’Ateşin olmasın, ne olur öksürme canım annem dayanamam sana’ dedi.
Telefonu kapadım çöktüm oğlumun yanına, ’Ben sana dayanamam merak etme geçer’ dedim. ’Geçsin annecim’ dedi. Dayancan annem diye haykırdım içimden.
Şuan ezan okunuyor. Yalvarırım rabbime evladım için bana yaşama şansı ver. Salı günü gireceğim operasyon sancısız geçsin, en önemlisi sonucu güzel gelsin. Çok bir şey istemem sadece sağlık. Ama artık o kadar yıkıldım, o kadar güçsüz kaldım ki. Savaşacak gücümü yitirdim. Emrah’ımın, annemin, babamın, kardeşimin gözünü yaşlı görmeye gücüm kalmadı.
Arayan eş, dost, akraba açamadım telefonları açamayacağım da. Biliyorum dualarınız benimle ama gücüm yok konuşmaya. Bir de tabi Atakan’ım anlamasın durumu diye.
Salı gününün güzel geçmesini bu kadar umutsuzluğun içinde yinede umut ediyorum.”
Anne olunca daha bir anladım gamzeyi oğlumu düşündüm eşimi annemi...Şu an gözlerim dolu dolu yazıyorum bu satırları..Ben her hangi biri ben hiç tanımıyorum onu ailesini..Ben böyleysem onları düşünmek bile istemiyorum..Niceleri vardır böyle genç yaşta göçüp giden minicikken annesiz kalan...Allah'm onlara kendi sabrından ver....Atakan'ı ve onun gibi minikleri iyi insanlarla karşılaştır..Aydınlık bir ülke yarınlar nasip et onlara...Ve binlerce kez şükürler olsun günüme saatime aldığım nefese..Binlerce kez şükürler olsun sevdiklerimle olduğuma...

Mekanın cennet olsun Gamze anne...

Sen öyle güçlüydün ki eminim senin seçtiğin hayat arkadaşında bir o kadar güçlü olacak ve Atakanınıza iyi bakacak..Bak ne güzel demiş bu ateş içinde insanı gülümseten Atakan "Annem Atatürk'ün yanına gitti, iyi insanlar cennete gider" 

Sözün bittiği yer..... :((((((((((((((((((

2 Mart 2015 Pazartesi

Vişneli truf..Kalan kekleri değerlendirmece :))

Yapması kolay yemesi muhteşem tatlara bayılıyorum..işte trufda bunlardan biri..Uzun süredir yapmak istediğim bir tarifti...Bu nedenle de yaptığım pastalardan artan keklerimi uzun süredir buzlukta biriktiriyordum..Sonunda icraata geçebildim..İcraata geçmemde bu güzel sunum tetikledi..Buradan selam olsun :))..


Truf çok güzel bir lezzet iki taneden fazlası ağır geliyor ama kahvenin yanına süper bir ikram kesinlikle tavsiye edilir...Yapılışı da bir o kadar pratik...Ben kalan keklerimi değerlendirdim..İsterseniz özel kek de yapabilirsiniz tabi ki de..

MALZEMELER

200 ml süt kreması
80 gr bitter çikolata..(ben ülkerin %80 bitterini kullandım)
Kek kırıntıları ya da bisküvi kırıntısı (Ben göz kararı yaptım...Ama burada ölçülü bir tarif bulabilirsiniz..)
İsteğe göre fındık ceviz kırıntıları,kuru meyve,vişne ya da hiç bir şey..
Dış süslemesi için hindistan cevizi ( toz fıstık,renkli pasta süsü,kakao da olabilir)

HAZIRLANIŞI

İşin  özü kat karıştır hüplet :))

Kremayı bir tencereye alıp kaynama noktasına kadar ısıtıp altını kapatıyoruz..Ve hemen çikolatamızı içine kırıp eriyene kadar karıştırıyoruz..Bildiğimiz ganaj yani..Sonra kek kırıntılarını ve dilediğiniz başka malzemeleri ekleyip iyice birbirine yediriyoruz..Dilerseniz elinizle yoğurabilir ya da kaşık yardımıyla karıştırabilirsiniz..1-2 saat buzdolabında dinlendirmekte fayda var hatta akşamdan harcını hazırlayıp ertesi gün ikramlıklarınızı hazırlayabilirsiniz ben her iki türlüde denedim..Bekletmeden yapınca toparlamak zor oluyor..Buzdolabında bekleyince daha sıkı toplar yapılıyor malzemelerde iyice birbirine ısınıyor :) Beklettiğimiz harcımızı istediğimiz boyutta toplar yapıp hindistan cevizine buluyoruz..Ben içlerini oyup vişne koydum...İşte bu kadar basit...

Hadi deneyin..:))

Sevgiler...